“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir.” ayetinin manası nedir?

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir." (Maide: 44)
"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir." (Maide: 45)
"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir." (Maide: 47)



İslamın sosyal hayata bakan yönlerini yanlış değerlendiren bazı kişiler, o yüce dinin bir kısım hüküm ve meselelerine sathi olarak baktıklarından hataya düşmekten kendilerini alamıyorlar. Açmış oldukları bu yanlış çığıra başkalarını da sürüklediklerinden hata genişliyor, neticede zihinlerin karışmasına sebep oluyorlar. İşte bu meselelerden birisi de "Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir"(Maide Sûresi, 44.) Mealindeki ayet-i kerimeden çıkarılan hükümdür. Bu ayetin mealinden hareket edenler, İlahi hükümleri tatbik etmeyen kişilerin "kafir" olduklarını, dolayısıyla bunların Müslüman sayılmayacağını söylemektedirler. Gariptir ki, bu ayet-i kerime İslamın ilk yıllarında da tartışmaya konu teşkil etmiş, Hariciye ve İbadiye gibi sapık mezhepler, günah işleyen Müslümanları küfürle itham etmişlerdir. Hatta Hariciler bu ayete dayanarak "Hakem Hadisesinden" dolayı Hz. Ali'yi tekfir etme cüretini bile göstermişlerdir. Halbuki ümmetin cumhuru, imam ve müçtehidleri, onların bu iddialarını çürütmüş ve bir Müslümanın günah işlemesiyle kafir olmayacağını açıklamışlardır. [Fahruddin er-Razi, et-Tefsirû'l-Kebir]

Bu ayetin tefsirinde Camiu'l Beyan isimli 30 ciltlik tefsirin müellifi İmam Cerir et-Taberi, ayette geçen "küfr"ün islamdan çıkma manasında değil, Allah'ın nimetini inkar, yani nankörlük manasında" olduğunu ve bid'at ehli olan İbadiye grubunun bu ayeti,yönetimi elinde bulunduranların küfrüne delil gösterdiklerini izah eder ve ibni Abbas'tan (r.a.) şöyle bir rivayette bulunur: "Kasden inkar ederek Allah'ın hükümleriyle hükmetmeyen kimseler kafirlerdir. (Allah'ın hükümlerini) Kabul ettiği halde onunla hükmetmezse zalim veya fasık olur."

Nitekim, hemen bundan sonraki ayetlerde Allah'ın hükmüyle hükmetmeyenlerin zalim ve fasıklar olduğuna dikkat çekilmektedir.Aynı rivayeti İbni Abbas'tan (r.a.) İmam Nesefi de nakletmektedir. İmam Fahruddin er-Razi de 32 ciltlik Tefsir-i Kebir isimli eserinde bu ayetin tefsirini yapmakta, Haricilerin bu husustaki görüşlerinin yanlış olduğuna işaret ederek şöyle demektedir: "Bir kimse Allah'ın hükümleriyle hükmetmezse dahi, kalbiyle o hükümlerin doğruluğuna inanırsa kafir olmaz. Zira küfür, hak olan hükümleri kalbiyle inkar ve lisanıyla reddetmektir . Fasık, kalbiyle tasdik ettiği için mü'mindir. İmanla beraber Allah'ın hükümlerinin aksi ile hüküm vermek diğer günahlar kabilindendir. En doğru olan görüş budur." [Fahruddin er-Razi, et-Tefsirü'l-Kebir, 12:6]

Kadı Beydavi ise Allah'ın hükümlerini inkar edip onlara hakaret edenlerin kafir olacaklarım açıklamaktadır. [Tefsir-i Beydavi, 2:295]


İbni Kesir, bu ayetin Yahudiler hakkında nazil olduğunu ifade ederken, [İbni Kesir, 2:61]


Osmanlı devletinin şeyhül islamlarından olan Ebu's-Suud Efendi, ayette geçen hükmetmemeyi inkar manasında almakta ve "Allah'ın hükümlerini hakir ve basit görerek inkar eden kimse, kim olursa olsun dinden çıkar" demektedir. [Tefsir-i Ebu's-Suûd, 3:42]


Diğer çağdaş müfessirler de, ayette geçen "hükmetmeyenler" ifadesinin, "inkar edenler," yani "tasdik etmeyenler" manasına geldiğini söylemektedirler. Konyalı Vehbi Efendi, "Eğer ayetten maksat bu olmasa Kur'an'ın hilafında birşey irtikap edenlerin (işleyenlerin) kafir olmaları lazım gelirdi. Halbuki, hak olduğuna imanla beraber hilafını irtikap küfür değildir ve olamaz" der. "Çünkü, bilumum günahlar Kur'an'ın hilafıdır. Günahtan hali (hiç günahı olmayan) bir fert tasavvur olunamaz. Eğer her günahı irtikap eden kafir olsa, alemde mü'min bulunmamak gerektir." [Hülasatü'l-Beyan, 3:1231]


Vehbi Efendi, Ebu's-Suud Efendiye ve Fethul Beyan'a atıfta bulunarak, "Allah'ın inzal ettiği ahkamla [Allah'ın indirdiği hükümlerle> hükmetmemek" hususunda, "istihfaf veya istihlal veya inkar tarıklariyle [bu hükümleri küçük görmek yahut helal saymak veya inkar etmek suretiyle)hilafında hükmün (İlahi hükümlerin aksine hüküm vermenin) küfür olduğunu, ancak bu ahkamın (Allah'ın indirdiği hükümlerin) hak olduğunu tasdik ve ikrarla beraber hilafında hükmün küfür olmadığını belirtir. [Tefsir al-Munier]

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, ayetteki "hükmetmeme"nin, "Onun hakimiyetini tanımamak" durumunda küfre gireceğine işaret eder. [Hak Dini Kur'an Dili, 3:1690]


Ömer Nasuhi Bilmen de şu izahı getirir: "Bir kimse hükm-ü İlahiyi kalben kabul etmez, onu bile bile lisanen inkar ederse o takdirde kafir olur. Fakat onu kalben tasdik ettiği halde terk eylerse kafir olmaz, günahkar olur." [Kur'an-ı Kerim'in Meâl-i Âlisi ve Tefsiri, 2:772]


Bilmen, büyük İslam alimi İkrime'den de şu iktibası yapar: "Her kim Allah Teala'nın hükmettiği ile, onu bilerek inkar ettiği halde hükmetmezse kafir olur. Fakat her kim onu ikrar ettiği halde onunla hükmetmezse, o fasıktir, zalimdir, yoksa kafir değildir." [Kur'an-ı Kerim'in Meâl-i Âlisi ve Tefsiri]

Görüldüğü gibi, bütün müfessirler ayetin tefsirinde görüş birliği içindedir. Hepsi, bir kimse Allah'ın hükümlerini inkar etmediği, onlara hakarette bulunmadığı müddetçe kafir olmayacağı görüşündedir. Nitekim, Bediüzzaman da Münazarat isimli eserinde, bazı kimselerin Kanun-u Esasiyi ve hürriyetin ilanından dolayı idarecileri tekfir ettiklerini belirtmekte ve onların “Ve men lem yehkum” bi-l mana “ve men lem yusaddiktir.” Yani "Allah'ın hükmüyle hükmetmeyenler" ifadesinin "Allah'ın hükmünü tasdik etmeyenler" manasında olduğunu bilmediklerini beyan etmektedir. [Münazarat, s. 69]

O halde, mü'min olarak Ehl-i Sünnet ve Cemaat görüşüne sımsıkı sarılmamız, bid'at ehline iltifat etmememiz gerekir. Büyük imam ve müçtehidlerin tefsir ve izahlarına dikkat edip onlardan istifade etmemiz şarttır. Her hususta olduğu gibi, tekfir meselesinde de bu imamların görüşlerini esas almalıyız. İmam Suyuti'nin "Tekfire yeltenmek, kendini beğenen cahil kişilerin işidir" ikazını da unutmamalıyız. [iʿjāz el-Kurʾān, 3:5/7]


Mezkûr ayetin manası hakkında Abdullah ibni Mesud hazretleri şöyle der:

“İster Müslüman olsun, ister Yahudi olsun, her kim Allah’ın hükmünden başka bir hükümle helal itikat ederek hükmederse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir. Ama haram işlediğine itikad ederek böyle bir hüküm verirse, günahkar ve fasık olur. Artık onun durumu Allah’a kalmıştır. Allah dilerse azap eder, dilerse affeder.”

Hz. İkrime de şöyle der:

“Cenab-ı Hakk’ın bu hükmü, ancak ve ancak kalbiyle tasdik, diliyle ikrar etmeyenlere şamil olur. Zira insan, Allah’ın hükmünü kalbiyle bilip, lisanen ikrar ettiği halde, o hükmün zıddıyla amel ederse, O yine Allah’ın hükmüyle hükmetmiştir. Lakin o hükmü yerine getirmeyi terk etmiştir. Böyle bir kimse, bu ayetin kapsamına dahil olmaz.

Seyh'ul Islam Imam Alusi:

“Ayetteki hükümden maksat, kalbin hükmetmesidir. Kalbin hükmü ise tasdiktir. Tasdik etmeyerek Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenlerin kafir olduklarında ise ihtilaf yoktur.”

Ahlus Sunnah wal Jamah

Imam Tajuddin as-Subki sagte, das die Ahlus Sunnah aus diesen vier Gruppen besteht: 

  1. Die Kalâm Gelehrten der Ahlus Sunnah, dazu gehören die Mâturîdiyya wie auch die Ashâriyya.
  2. Die Rechtsgelehrten (Fuqaha).
  3. Die gemäßigten unter der Ahlu'l Hadith.
  4. Die gemäßigten unter der Ahlu Tasawwuf.“

[Sharh al-'Aqidatu'l Ibn Al-Hajib]

Hasan al-Basrī (ra) sagte:

"Derjenige, der kein Adab (Anstand) hat, der hat kein Ilm (Wissen). Und derjenige, der keine Sabr (Geduld) hat, hat keine (Nähe zur) Din (Religion). Und derjenige, der kein Iffat (Keuschheit) hat, der hat keine (Nähe zu) Allāh."

 

[İbn Hajar al-'Asqalānī; Munabbihāt; Seite 5]

„Erkläre deinen Jihad den 12 unsichtbaren Gegnern:

 

- Dem Egoismus,
- der Arroganz,
- der Eingebildetheit,
- der Selbstsüchtigkeit,
- der Gier,
- der Wollust,
- der Intoleranz,
- der Wut,
- dem Lügen,
- dem betrügen,
- dem lästern
- dem verleumden.

 

Wenn du diese Gegner in den Griff bekommst und zerstören kannst, bist du bereit die Gegner zu bekämpfen die du auch siehst.“

 

[Hujjat'ul Islam Imam al-Ghazali]

♥As-Salatu wassalamu alayka ya Rasul´allah♥
♥As-Salatu wassalamu alayka ya Habib´allah♥

♥As-Salatu wassalamu alayka ya Nûr´Arshillah!♥

♥As-Salatu wassalamu alayka ya Khayra´Halgillah♥
♥As-Salatu wassalamu alayka ya Sayyid al-Awwalin wal Akhirin

♥Sprich nie ein hartes Wort, womit du jemanden kränkst, du triffst vielleicht sein Herz viel tiefer als du denkst.

♥ ”Ein Leben ohne das Gebet ist wie ein Fahrzeug ohne Lenkrad, man kommt voran aber nicht ans Ziel.”

♥As-Salatu Khayrun min Al-Naum
(Das Gebet ist besser als der Schlaf)

♥Die Schönheit Des Herzen — Durch Furcht Vor Allah.
♥Die Schönheit Der Zunge — Durch Allah’s Gedenken.
♥Die Schönheit Des Redens — Durch Die Ehrlichkeit.
♥Die Schönheit Des Verstands — Durch Wissen.
♥Die Schönheit Des Lebens — Durch Den Islam.

 "O meine Diener, die ihr euch gegen eure eigenen Seelen vergangen habt, verzweifelt nicht an Allahs Barmherzigkeit; denn Allah vergibt alle Sünden; Er ist der Allverzeihende, der Barmherzige."

[Quran Sure
39:53]

Cihan Devleti

Ad-Dawlat al-ʻĀlī al-ʻUthmānī

Mein YouTube Kanal
Mein YouTube Kanal

Bismillahirrahmanirrahim

[Im Namen Allahs, des Erbarmers, des Barmherzigen]

 

“Ihr werdet Rechtschaffenheit und Frömmigkeit nicht erreichen, bis dass ihr von dem, das ihr liebt, (auf dem Wege Allahs) spendet. Und was ihr auch spendet (auf Seinem Wege), Allah wird es wissen.”

 

[Sure “Al Imran”, Vers 92]

 

“Wenn der Mensch stirbt, wird auch sein Tatenbuch geschlossen. Drei Gruppen sind hiervon ausgeschlossen: 1. Wer eine fortwährende Spende verrichtet hat. 2. Wer der Gemeinde nützliches Wissen hinterlässt (Studenten/Werke). 3. Wer gut erzogene Kinder hinterlässt, die für sein Wohl beten.” 

 

[Muslim, Wasiya, 14.]