- Öyle anlaşılıyor ki, Ebussuûd efendinin fetvasına göre, salavat veya kelime-i tevhid gibi Allah’ın zikriyle ilgili kutsal bir metnin eşliğinde çalgı çalınması o metne ve dolayısıyla
dine karşı bir saygısızlık ve bir istihfaf anlamına gelir. Dini hafife almak ise küfürdür.
- Ancak, bunun küfür anlamına gelip gelmediği konusu tartışmalıdır. Çünkü, Def ve Ney ile zikir yapma konusu eskiden beri ihtilaflı bir konudur. Bazı alimler, bazı ehl-i tesavvuf zatlar,
Def ve Ney çalmanın caiz olduğunu söylerken, diğer bir kısmı bunun caiz olmadığını söylemişlerdir. (bk.Gazali, İhya, 2/271-277, 5. Zuhaylî,
el-Fıkhu’l-İslamî, 3/573-575)
- İbn Asakir’in, Hasan-ı Basri’den mürsel olarak rivayet ettiği bir hadiste eski kavimlerin helak olmalarının sebeplerinden biri de “Def çalmak” olarak yer almaktadır.
(bk. Camiussğir, 2/99; Kenzu’l-ummal, no: 13014).
- Ancak, Fakihanî gibi bazı alimler, çalgılarla ilgili hiç bir rivayetin sahih olmadığını belirtmiştir. (Neylu’l-Evtar,8/104)
- “Çalgı dinlemek haramdır, orada oturmak fısktır, ondan zevk almak ise küfürdür, yani küfran-ı nimettir" manasına gelen bir hadis rivayeti Bezzaziye’den nakledildmiştir.
(bk. İbn Abidin, 6/349- bu hadis için ayrıca bk.. el-İhtiyar,4/165-166; el-Bahru’r-raik, 8/215)
Burada, konunun fakihler tarafından gösterilen hükmü açıktır. Şöyle ki:
- Hadiste yer alan “küfür” kavramı, bizzat orada “küfran-ı nimet” olarak açıklanmış ve “Çünkü insanın kendi organlarını yaratıldıkları gayeler doğrultusunda kullanmadığı zaman,
bu tavır o nimete karşı bir şükür değil, bir nankörlük olur” şeklinde değerlendirilmiştir.
- Bu konuda, Ehl-i Sünnet alimlerinin ittifakla kabul ettiği ilke şudur: “Büyük olsun, küçük olsun hiç bir günah insanı küfre götürmez. Onu işleyen kimse kâfir olmaz.”
- Son olarak şunu da belirtelim ki, bir kısım Hanefi fıkıh kitaplarında yer alan yukarıdaki bu hadisin kaynağına -bütün araştırmalarımıza rağmen-rastlayamadık.